30 Haziran 2008 Pazartesi

30 Haziran 2008

Merhaba,

Toplumsal afyonun sevinç, katliamları, başkalarının yaşamını yok edecek kadar hastalıklı sevgiler, tutkular ve holiganlıklar... Gerçekten neoliberal politikaların yükselen değerlerinden futbol, (sevinç uğruna) masum ve belki aynı sevinçle coşkulanan insanların yaşamını yok ediyor. Maç olduğu zaman yaşam duruyor adeta. İnsanlar o günlük bütün yaşamlarını bırakıyor ve kazanma hırsıyla hücum ediyor. Ancak başka hiç bir şeyde böylesine heyecanlı ve böylesine birlikte davranamıyorlar maalesef. Yaşamında diğer önemli olaylarda siniri alınmış gibi davranan ve hiçbir tepki göstermeyen bu toplumun insanları; bu durumda vahşi, öfkeli, sevinçli... davranıyor ve bu durum beni çok şaşırtıyor. Bazı zamanlarda toplumda infial uyandırır bahanesiyle girilemeyen, yasaklanan meydanlar bir bakıyorsunuz hiçbir kural dinlemeden, başkaları yokmuşçasına umarsız (sözde milli sevinç uğruna) ortalıkta kol geziyor. Devletin bütün koyduğu kurallar, yasalar o gün için askıya alınıveriyor. Arabaların, her bir deliğinden kendilerini atmış genç kızlar, erkekler bütün kurallara başkaldırır edasında akşamın bilmem kaçından gece yarısına kadar kornalarla, çığlıklarla ortalığı kasıp kavuruyorlar. Toplumsal deşarj...

Toplumla birlikte aynı sevinci paylaşmak çok güzel elbette; ancak bu sevinç hüzne dönüştürüyorsa diğer insanların yaşamını, işte o zaman durmak lazım! Mesela sadece futbolda değil bu, asker gönderme zamanlarında yine aynı manzara... Toplumumuz her şeyin dozunu kaçırıyor. Eğer “Niye bunu böyle yapıyorsun?” diye karşı çıksan, (ki böyle şey mümkün değil) linç edilirsiniz alimallah! Onlar bunu birincil vazife, milli duygu, milli sevinç şiarlarının arkasına gizlenip yaptıkları için... Açın, işsizin de bu topluma çok sözü var ancak hiç birini söyleyebilecek yüreği ve bilinci yok ise işte size en güzel reçete: böyle zamanları kollayın ve hücum! Ne yaparsanız yanınıza kâr! Çünkü yapılan meşru ve milli! ;)

… Bitti mi? Bitmedi! Daha çok böyle... Oysa yarın olduğunda... Bir bakmışsınız ki dün gecedeki öfkeli mutluluğunuz sona ermiş ve ekmeğe, suya, elektriğe, ona, buna zam gelmiş... Ve kötüsü, en kötüsü… Sizin sevinç çığlıklarınızın silahıyla gencecik bedenler ölüvermiş! …

Görüşmek ümidiyle…

*Bu yazının tüm hakları Perihan ÜGE’ye ait olup izinsiz kullanılamaz!